heryer 25 kuruş gazoz da cabası!!

11858_spotresim

çocukluğumuzda son dönemlerine yetiştiğimiz bir yazlık, açık hava sinemaları vardı.
Nasılda güzel olurdu onlar, her evde televizyon olmadığı için insanlar sıcak yaz akşamlarında ailesiyle beraber bu sinemalara giderdi.
14181-3-4-e9ad8Akşam evde hızlıca hazırlanan bir sofra, özellikle çocukların heyecan içinde hiç yenmeyecek yemekleri dahi son lokmasına kadar itiraz etmeden silip süpürmesinden sonra, türk kahvesi yapılır. Bir köpüklü kahve höpürdektikten sonra tüm aile bu sinemalara yola çıkar. Çoğu oturulan yerlere yürüme mesafesinde olduğundan ailecek kısa bir yürüyüş sonunda sinemaya gelinir. Hatırlarım bazı müdavimler, hemen hergece gidenler o tahta iskemleler de geceyi getirenler, kendi rahatları için koltuklarının altına aldıkları minderleriyle görmeniz mümkündü.
Bu yazlık sinema daha çok İzmir ve Adana illerimizde vardı. Yaz dönemlerinde İzmir’i Adana ile birlikte ülkenin en önemli iki sinema merkezinden biri yapan iki temel özellikten biri; şehrin sıcak ve kurak geçen yaz mevsiminde tipik bir Akdeniz iklimi yaşaması, diğeri ise İzmirlilerin çok sevdikleri sinema sevdasından bu sıcak mevsimde de vaz geçmemeleri ve gündelik yaşamlarında radyo ile birlikte en önemli iki eğlence aracından biri durumuna getirmeleridir.
Hal böyle olunca, 2 film+çiğdem+gazoz sıcak yaz akşamlarının eğlencesi oluyor. Şimdi eskiye dair herşey anılarımızda yer aldığından, bunları yaşatamadığımızdan haliyle unutmayada yüz tutuyor. Ufak bir araştırma yaptığımda İzmir’de 150 kadar yazlık sinema faaliyet verirken şimdilerde bu rakam 10-15 tane. Onlarda varlığını sürdürmekte zorlanıyor.
20092013yu02İzmir’de sinemaların en eskisi Gündoğdu Sineması’dır. Diğerleri gibi günümüze ulaşmayan bu sinema hizmete 18 Haziran 1945 tarihinde girer. Hizmet verdiği arsa günümüzde Eko Pub’ın karşısındaki yapı adası içindedir. İşletmecisi olan Niyazi Gözümoğlu, 1950’li yıllardaki bu sinemayı iki yaz çalıştırdıktan sonra Faikbey semtine, Anadolu Apartmanı bahçesine taşıyacak ve bu ad asıl ününü orada kazanacaktır.
Alsancak semtinin önemli sinemalarından biri olan Ar Sineması, 1954 yılında Mesudiye Sineması adıyla hizmete girer. Kıbrıs Şehitleri Caddesi, 69 numara adresindeki sinema, 1961 yılında yaşadığı genişletme çalışmasından sonra Alsancak’ın en büyük alana sahip yazlık sineması olur ve Ar Sineması adını alır. Günümüzdeki Mahmut Esat Bozkurt Caddesi’nin tam karşısındaki alanda yer alan ve 1967 yılında bir kez daha genişletme ve de onarım gören sinema 1976 yılında tarihe karışır. Aynı adı taşıyan bir başka yazlık sinemayı ise 1940’lı yılların sonunda Karşıyaka’da görürüz.
İnsan bunları hazırlarken, araştırırken okudukları, gördükleri bizlerin ne kadar güzel ve özel bir çocukluk geçirdiğimizi gösterirken, bunları ileriye taşıyamamamız olmamız da çok üzücü. Gelişen teknoloji ve yokluğun azalması bizi birbirimizden koparmış. Bugün haberlerde, sokakta, sosyal medyada yapılan konuşmalara, karşılıklı ithamlara bakarken gördüğüm kutuplaşma ve çocukluğumda yaşadığım mahallede hacı dedemiz, kürt manav, çerkez marangoz, ermeni kuyumcu, okumuşu cahili tüm mahelle beraber yürüyerek sohbet ederek bir arada geçirdiğimiz hayat. Gerçekten geldiğimiz nokta çok ilginç. Teknoloji kullanarak geriye evrimleşen canlılarız
fotoğraf Dün akşam yemekten sonra hemen yakınımızda bulunan parkta Kadıköy Belediye’si yazlık sinema kurmaya başlamış. Bende aldım bizim makarnayı tuttum yazlık sinema yolunu, çocuğumu aldım çocukluğuma bir yürüyüş yaptık.
Bir minik bir iri popoyu sığdıracak yer bulduk, oturduk çekirdeğimiz yoktu fakat yiyip bitirdikten sonra bıyık izi bırakan dondurmamız vardı.
Film biraz ağır olunca soyadı hiçdurmaz olan bir çocuğu oturtmakta zor oluyor. Uzun lafın kısası filmin sonunu getiremedik, ama çocukluğumdan aklımda kalan yazlık sinemaları uzun uzun anlattım makarnama.
Çok ilgisini çekti, ve açık söylemem gerekirse mevcut sinemalardan daha çok sevdi.
Bu akşam bir tur daha yaparız herhalde :)
Teşekkürler Kadıköy belediye :)
Madem öyle yazımıza Nevzat Özkan’ın
bir Yazlık Sinema Şiiri ile nokta koyalım….

Yazlık sinemalar
gece saat yirmi otuz da,
iki film birden oynardı,
ardı ardına.
mahallenin delisi,
film arasında da uyur,
gece boyunca
gazoz şişelerinin
solosu duyulurdu.
en heyacanlı yerde film kopar,
makinist kalay yerdi bir tomar.
bir başkaydı yazlık sinemalar.
çekirdekler yenilir,
erkek çocukları
boş gazoz şişelerine işetilir,
kavganın çıkmadığı gece olmaz,
sinema hiç tıklım tıklım dolmazdı.
film izlerken ay sana bakardı
sen aya.
göz kırpardı
çapkınlar yıldızlara.
birbirine dokununca terli eller,
yavaşça gıcırdardı
mavi boyalı tahta sandalyeler.
biletçiler dayak atardı
ağaçlardaki beleşçi cocuklara.
bulutlar ağladığında
çocuklar da ağlar,
yağmur sesine karışırdı yuhlar.
bir başkaydı,
Samsun’da yazlık sinemalar.

Yorumlar

Popüler Yayınlar