Çocuğumla Hazırlandık, Çocukluğuma Gittik

Dün güzel bir gündü, bu sabah süperdi, kızımla pazar keyfimizi yaptık, yattığımız yerde oynaştık... kahvaltımızı ettik... beraber şekerleme yaptık, şimdi o uyuyor bende bir iki kelime yazayım dedim....
Lise yılları biter bitmez, üniveriste için başka şehire, iş için başka şehire o bu derken, cep telefonu facebook e-mail yokluğu arasında en güzel arkadaşlıklarımdan " ORTAOKUL - LİSE ARKADAŞLARIMDAN " bir hayli uzak kaldım... Çok fazla uzatıp sıkmayayım ben Ankara Özel Yükseliş Koleji mezunuyum, şimdilerde kendi olmayan ama adı hala bilinen bir Türkiyenin ilk ve en önemli kolejlerinin birinde okudum. Okuduğumuz yıllarda Ankara'da bir TED bir Tevfik Fikret vardı bizimle beraber...

Seneler geçti güzel bir tesadüf, günümüz teknolojileri sayesinde, bir çoğuna ulaşma imkanım oldu.. mailler, facebook felan derken bir istanbul buluşması ayarlandı, gerçekten heyecan verici oldu benim için, bir çoğu ile seneler sonra görüşmüştüm, en son görüşmemizden bu yana yaşıortaya çıkaracağı için söyleyemeyeceğim kadar bir zaman geçmişti. Görüşmede ki bayanlar için söylemedim bu yaşı :)
Sabah kalktık, ailecek hazırlandık, kızımızı süsledik yola koyulduk, benim soyadım nedeni ile duramamam sonucu ilk biz gitmiştik,
kimse yoktu.. neyseki hava güzeldi az biraz dolaştık,deniz havası aldık biraz fotoğraf çektik derken döndüğümüzde anladık ki, masada kimse ilk oturan olmak istememiş, neyse ki herkes tek tek gelmeye önceden gelenler sonradan gelenlere acaba yükselişten mi, tanıdık mı ? tanıyorumda değişmiş mi bakışarı arasında buluşma başladı... kimilerimiz birbirini hatırladı, kimileri hatırlamadı, bazılarımız aşina oldu diğerlerine, derken müsait olan herkes tek masada buluştu.
Tanıyanlar, bağları hala kopmamış olanlar sohbete başladı, birbirini hatırlamayanlar o soğukluğu hemen kırdı, kimse birbirine değişmiş değişmemiş şakası yapmadı :)...
O kadar güzel ve belli oluyordu ki aynı terbiye, düşünce ve bakış açısı ile yetişen bir nesil olduğumuz, ne sohbetler çakıştı, ne düşünceler.. gülen yüzlerle başladık masada sohbetlere aynı şekilde devam ettik... kendi kalmamış, adı hasbel kader hatırlanan bir kolejin arkadaşlıkları hala duruyordu... nede olsa en güzel arkadaşlıklardı bunlar, menfaatsiz arkadaşlıklar, çocukluk arkadaşlıkları en büyük menfaat ne olabilirdiki, birbirimizden bir fazla gofret yemek istememiz dışında...
 Onda da zaten en çok Alper yedi, göbeğide kocaman oldu :)...
 Özellikle buraya yazmak istedim bunları, ileride  kızımın okuyup belki böyle arkadaşlıklar kurması,  arkadaşlıklarına böyle değer vermesi için, uyanıklığın, bencilliğin ailelerce çocuklarına bu kadar öğreti yapıldığı bu zamanda birileri bunlarıda öğretmeli bence,
insanın her zaman çok görüştüklerinden arkadaş olmuyor.
Dostluk zaman istiyor
Samimiyet güven istiyor
ve bunların hepsi küçükten kazanılıyor

Seneler sonra ilk kez gördüğüm İzzet dedi ki 20 Yıl önce deseler Özdemir'in çocuğunu kucağıma alacağımı imkansız derdim..






 Çok da haksız değil hani, hangimiz hangimiz için inanırdık ki buna, ben hiç düşünmezdim ki Candan'ın kızı ile sohbet edeceğim..
 Zaman içinde çok görüşemedik, birbirimizden koptuk.. görşmeye gelenler gelemeyenler, bizler bir dönemim bir kuşağıyız, aynı terbiye, saygı ve dünya görüşü ile yetişmiş... hepimizde bizleri biz yapan ortak şeyler var.. her birimizde diğerinden bir parça...işte bu yüzden seneler  sanki hiç geçmemiş... hepinize ailecek çok teşekkür ederiz... Çok güzel bir gündü, dostluk ve arkadaşlığın güzel bir özeti idi... iyi ki geldiniz.. kızımı çocukluğuma başka nasıl götürebilirdim... çiğdem sende bidaha geç kalma, kızıma kötü örnek olma :)

Yorumlar

Popüler Yayınlar